ID Ego Süperego
Günlük hayatta birçok kişi tarafından yanlış anlamlarda kullanılan kavramların başında Ego gelmektedir. Egosu yüksek, egosu şişmiş, egosu tavan, egoist, egolu egosuz gibi ifadeleri mutlaka duymuşuzdur. Peki kullanılan bu ifade gerçekten istenilen anlamı taşımakta mıdır?
Psikanalizde id, ego ve süper-ego, insan
zihninde etkileşime giren üç katman kümesidir. ID ertelemeyi bilmeyen, mantıklı
davranamayan, her istediği hemen olsun isteyen, haz ve arzu odaklı,
doğru-yanlış nedir bilmeyen tarafımızdır. Süperego en çok otoriteyle, ahlakla,
vicdanla, toplumsal öğretilerle, gelenekle kurulan ilişkiden sorumludur. Bir
bakıma “el alem ne der”, “ayıp olur” şeklinde düşüncelerimizi yansıtır. Ego
ise İd ve süperego arasında yaşanan
çatışmaların aracısı yani bir uzlaşı sağlamaya çalışır.
Egonun güçlü olması bu uzlaşıda başarılı
olunması anlamına gelir, zayıf ego ise id ve süperego arasındaki dengeyi
bulamaz, birinden biri baskın gelir.
Id’i çok gelişmiş olan kişinin bencilce
hareket etmesine, çevresindekilerin duygu düşüncesine önem vermemesine, canı
herhangi bir şey çektiğinde bunu hemen o an yapmasına, kimseye aldırış
etmemesine neden olan ilkel davranışlar sergilemesine neden olur. Süperegosu çok gelişmiş olması kişinin
ise ahlaki değerlere, normlara çok bağlı olmasına, sürekli ayıp olur, el alem
ne der şeklinde düşünmesine, “karşı tarafa rahatsızlık vermemek adına” kendini
geriye çekmeye ve güçlü ilişkiler kuramamaya neden olur. Bu noktada egonun
güçlü olması uyumlu, sorun çözebilen, krizler karşısında kendilerini
sakinleştirebilen, irade sahibi, toplumsal sorunlara duyarlı, ders almayı, bir
şeyleri telafi etmeyi, başarısızlıklarını, kayıplarını fark etmeyi, onlarla
yüzleşmeyi bilir. Bu nedenle ego ile ilgili kullanılan ifadeleri tekrar
düşünmek gerekir. Çünkü ego demek kibir, narsistik kişi, ukala , kendini
beğenmiş bencil demek değildir.
Yorumlar
Yorum Gönder