Kayıtlar

Ocak, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

EKOL PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK MERKEZİ - ANTAKYA

Resim
EKOL PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK MERKEZİ - ANTAKYA Tel: 05327225872 Tel: 05377315651 Adres: Odabaşı mahallesi, Uğurmumcu Caddesi, Oruç Plaza (Defne hastanesi Yolu üzeri)

Uyuşturucu maddeler ve etkileri

Resim
  1- Ekstazi (Extasy) Genellikle renkli küçük haplar şeklinde olup sokaklarda kullanılan bir tür uyarıcı olan uyuşturucu türüdür.   Merkezi sinir sitemini doğrudan etkileyen ve çoğu zaman sanrısal görüntüler ortaya çıkarabilmektedir. Alındığı andan itibaren 20 dakika içerisinde etkisini gösterip. Kişide  Aşırı mutluluk ve enerjik hissini sağlar. Etkisi geçtiği andan itibaren yaşanılan o mutluluk ve enerji halleri tam tersine dönüşür. Aşırı yorgunluk ve mutsuzluk ortaya çıkmaktadır. Genelde iştah kaybı ve kusma gerçekleşebilir. Birçok kişide ise aşırı terleme, çene kitlenmesi, dişleri gıcırdatma ve göz bebeklerinde aşırı büyüme görülebilir. Kullanan kişilerin depresyona olan eğilimleri artar,   kilo kaybına ve hafızaya zarar verir. 2- metamfetamin (Kristal) Halk arasında ateş buz, kristal, meth, cam olarak ifade edildiği görülmektedir. Uyarıcı ve sentetik bir madde olup, kristal toz veya renksiz cam parçaları şeklindedir. Sigara yoluyla içme, burundan çekme veya şırınga yoluyla al

Neden Hep Aynı Yanlış İnsanı Seçiyorum

Resim
Kimi zaman ilişkilerde neden hep yanlış insanları seçiyorum, bütün ilişkilerim aynı olmak zorunda mı? Yanlış karar olduğunu bildiğim halde bile bile ilişkiyi neden sürdürüyorum” şeklinde ifadeleri söylemiş ya da duymuş olabilirsiniz. Peki ne oluyor da her ilişki de yanlış kararlar olduğunu fark ettiğiniz adımlar atıyorsunuz ? Kimi zaman bizi yetiştiren ebeveynlerimizden farklı kişileri hayatımıza alırken kimi zaman birebir aynı özelliğe sahip kişiyi seçebiliyoruz. Örneğin; sürekli sizi aşağılayan, eleştiren bir baba ile büyüyen bir kız çocuğunun ileride onu sürekli takdir edip, eleştirmeyecek birini hayatına alması yerine neredeyse babasına benzer özelliklere sahip biri ile birlikte olduğu görülebilmektedir. Peki bunca yıl bu duruma maruz kalan birinin hayatına tıpkı babasına benzer özelliğe sahip birini bile bile neden seçebiliyor? Çünkü küçükken ebeveynlerin yanlış davranışını ve ilişkiyi değiştiremiyor. Bu yüzden o değiştirip iyileştiremediği davranışı farkında olmadan, örtük bi

Bir Ruh Sağlığı Sorunu “Obezite”

Resim
Obezite yalnızca fiziksel bir problem olmayıp aynı zamanda ruhsal bir soruna neden olan bir problemdir. Genelde bu kişiler normal popülasyona göre beden imajlarından memnuniyetsizlik, benlik saygısında düşüklük, evlilik ya da birlikteliklerinde mutsuzluk, iş ve sosyal yaşamda yetersizlik, cinsel yaşamlarında güçlük gibi problemlerle daha sık karşılaşmaktadırlar. Genel olarak obez kişilerin depresyon, kaygı, panik bozukluk, fobi, obsesif kompulsif bozukluk, alkol, sigara bağımlılığı gibi problemlere daha yatkın oldukları da görülebilmektedir. Aynı zamanda toplumun dayattığı cinsiyet rolünden dolayı kadınların erkeklere oranla bedensel ve ruhsal problemlerle daha sık karşılaştıkları söylenebilir. Bütün bunlardan dolayı obezite, önemli bir kadın sağlığı sorunu olduğu ve tedavi edilmemiş ruhsal hastalıklarında önemli bir obezite nedeni olabileceği gözden kaçmamalıdır.

Yaygın Görülen Kaygı Bozukluğu Belirtileri

Resim
Kişinin kendilerini gün boyunca endişeli ve gerdin hissetme durumu; gün boyu kişinin aklında sürekli tehlikeli durum senaryoları gezinir. Senaryolardan biri ortadan kalkarsa diğer bir sorun ortaya çıkar Ortada herhangi bir sorun olmamasına rağmen rahatsızlık duygusu hissetme; gün boyu yaşanan üzüntü ve olumsuz senaryolar yatağa geçtiğinde de devam eder. Uykuya daldığında, silahlı kovalamacalar, yüksek yerden düşme, düşmandan kaçma gibi kabuslar görebilir. Günlük hayatta herkesin karşılaşabileceği cinsten stresli olaylara olağanüstü bir durummuş gibi tepki verme; örneğin eşi ya da çocuğu eve be dakika geç gelse acaba başına bir şey geldi mi şeklinde en kötü senaryolar içine girer. Gevşeyememe hali;  stres hormonlarının aşırı salgılanmasından dolayı kaslarının gerilme halidir. Beyin rahatlama moduna giremez. Uyku bozuklukları : kişin gün boyu ortaya düşündüğü en kötü senaryolardan dolayı yatağa geçtiğinde uykuya dalmakta güçlük çekip, olumsuz film senaryoları oluşturulmaya başlar

Seçici Konuşmazlık Bozukluğu

Resim
Çocuklarda görülen kaygı bozukluğudur. Seçici konuşmazlık bozukluğu olan çocuklar, konuşma yetilerinde fiziksel bir problem olmamasına rağmen bazı durumlarda konuşmazlar. Sıklıkla çocuk yaşlarda özellikle de 4-8 yaşları arasında ortaya çıkar. Genel olarak bu çocuklar;   dikkat çekecek düzeyde çekingen, içe kapanık, hassas ve ürkektir. Sıklıkla annelerine aşırı bağlıdırlar ve ayrılık kaygısı yaşarlar. Gerekli tıbbi ve eğitimsel yardım alınmadığında, problem eğitim ve iş yaşantısını ya da sosyal iletişimi kısıtlamaktadır.

Anksiyete Belirtileri Nelerdir?

Resim
Sinirli, gergin, huzursuz hissetme  Kötü bir şey olacakmış gibi hissetme  Panik duygusu Nefes alışın hızlanması Kendini zayıf, güçsüz hissetme Odaklanmakta güçlük  Dikkati kaygı yaratan düşünceden uzaklaştırmakta zorlanma Uykuya dalmakta güçlük Kaygıyı kontrol etmede güçlük Anksiyeteye neden olduğu düşünülen durumlardan kaçınma hissi Aynı zamanda Ellerde aşırı terleme Kalp ritminde artış Titreme Hazımsızlık Nefes almakta zorluk çekme  Şiddetli baş ağrıları  Mide krampları Hızlı nefes alıp verme Sık idrara çıkma gibi belirtiler Kaygı bozukluğu yaşayan kişilerde sıklıkla görülebilmektedir.

Boş Yuva Sendromu

Resim
Çocukları evden ayrıldığında ebeveynler tarafından yaşanan depresif ve hüzünlü ruh hali olarak tanımlanır. Boş yuva sendromundan en fazla etkilenen kişiler genelde; değişimi stres verici bir unsur olarak algılar, evden ayrılmanın çocukları ve kendileri için zor bir duygusal deneyim olduğunu düşünür, bebeğin sütten kesilmesinde ya da çocuğun okula gönderilmesinde zorluk yaşamış olan anne babalar, bu durumdan daha çok etkilenirler. Yüksek özgüven sahibi olan kişilere oranla düşük özgüven sahibidirler. Çocuklarının kendi sorumluluklarını üstlenemeyeceklerini düşünürler.

Kararsızlık Ruhsal Bir Sorun Mudur?

Resim
Kararsız kişilerin kafaları sürekli kararlarının yanlış olabileceği, yanlış yaparsa sonradan pişman olacağı ve sorumluluğunu taşıyamayacağı düşünceleri ile meşguldür. Bu düşüncelere sıklıkla kaygı ve korku da eşlik eder. Kararsızlığı en belirgin olarak obsesif kompulsif kişilik bozukluğu olan kişilerin yaşadıkları görülmektedir. Kişinin karar vermesi ne kadar güçleşirse, kaygı ve yaşanan gerilim o kadar artar. Sonunda bu gerilim ve kaygı sağlıklı bakış açını bozup  yanlış kararlar almaya neden olabilir. Sıklıkla özgüven eksikliği, Detaylara takılıp kalma, hata yapma korkusu, başkaları ne der düşüncesi, mükemmeliyetçilik,   “hayır” diyememe, bağımlı kişilik yapısı, daha önce alınan kararların olumsuz sonuçlar içermesi gibi durumlar kararsızlık yaşamanın nedenleri arasında sayılabilir.

Çocuğa Kural ve Sınır Koyarken

Resim
Sınırlar anlaşılır ve net olduğu sürece çocuklar için anlamak ve izlemek daha kolay olacaktır. Karmaşık mesajlar, çocuğun kendisinden ne istendiğini anlayamamasına ve bu nedenle kuralı uygulayamamasına neden olur. Kuralları uygularken anne ve babanın kurala beraber karar vermesi ve kuralı aynı şekilde uygulamaları önemlidir. Ebeveynler tutarsız ve istikrarsız davrandıklarında çocuklar “kurallar bir defa bozulabildiyse demek ki tekrar bozulabilir” inancına sahip olmalarına neden olacaktır. Kuralların net ve istikrarlı olmadığı evlerde büyüyen çocukların okulda da ve sosyal hayatta da sıkıntı yaşaması muhtemeldir. Çocuğunuzu sürekli kısıtlamak ya da aşırı kurallar koymak da uygun değildir. Bu nedenle kuralları koyarken anne ve baba olarak sizler için en önemli ve olmazsa olmaz kuralları belirlemeniz önemlidir. Kuralları önceden belirlemeniz ve çocuğunuzla hangi kuralın ne zaman geçerli olduğunu konuşmanız gerekir.

Depresyon İÇİN RİSK ETKENLERİ NELERDİR?

Resim
Depresyon yineleyci bir hastalıktır. Bu nedenle depresyon risk faktörleri ele alındığında; Ebeveyn ya da eş kaybı Evlilik problemleri Ayrılıklar Boşanmalar Madde ve alkol kötü kullanımı Kaygı bozuklukları Duygu durum bozulukları Düşük sosyoekonomik düzey İşsizlik Daha önce depresyon geçirmiş olma Yakın zamanda yaşanan önemli yaşam olayları, Kişilik yapısı Çocukluk döneminde istismara maruz kalma Tıbbi hastalıklar Hormonal değişiklikler depresyon için risk etmenleri arasında sayılabilir.  

Depresyon Belirtileri Nelerdir?

Resim
Depresyon, sürekli bir üzüntü ve ilgi kaybına neden olan bir duygu durum bozukluğudur. Sıklıkla karşılaşılan depresyon belirtileri ise başta üzüntü, sebepsiz ağlamalar, boşlukta olma veya umutsuzluk hissi, değersizlik, suçluluk duygusu, karar verme ve bir şeyleri hatırlamada güçlük. Düşünme, konuşma veya hareketlerde yavaşlama. En küçük konularda bile öfke patlamaları, sinirlilik hali veya hayal kırıklığı. İştahta azalma, kilo kaybı ya da artan yeme isteği. Sebebi belli olmayan vücut ağrıları, yorgunluk, enerji kaybı. Uykusuzluk veya çok fazla uyumak. Sık veya tekrarlayan ölüm ve intihar düşünceleri ya da intihar girişimleri görülebilmektedir.

Uyuşma ve Karıncalanma Hissi

Resim
Uyuşma ve karıncalanma hissi yaşayan kişilerin fiziksel herhangi bir sorunlar açıklanamıyorsa ve fiziksel muayenelerde herhangi bir sorun bulunmuyorsa, yaşanan bedensel belirtiler kişinin kaygılı olduğu anda yoğunlaşıyorsa, sıklıkla kaygı bozukluğu, panik atak veya fobi gibi ruhsal etmenlerden dolayı yaşanıyor olabilir. Kişinin endişeli ve gergin duygu durumu devam ettikçe fiziksel belirtiler kendisini gösterebilir. Kimi kişilerde kısa süreli kimi kişilerde uzun süreli yaşanabilmektedir. Yaşanma sıklığı ve süresi kişinin günlük yaşamını ve aktivitelerini kısıtlayabilir. Söz konusu durumlara doğru ve uygun tedavi yaklaşımlarıyla müdahale etmek kişinin yaşam kalitesini arttırma ve yaşanılan ruhsal problemin ortadan kalkmasında oldukça önemlidir.

Beden Dismorfik Bozukluğu

Resim
Beden Dismorfik Bozukluğu olan kişiler bedenlerinde bir kusur olmamasına ya da ufak bir kusur olmasına rağmen bu durumu zihinlerinde aşırı şekilde büyütüp çirkin olduklarını düşünerek sürekli bu düşüncelerle ve bedenleriyle uğraşırlar. Genellikle başkaları tarafından fark edilmeyecek düzeydeki kusurların fark edilebileceğini düşünüp, bundan utanç duyup, rahatsızlık duyarlar. Aynı zamanda gün içinde sıklıkla aynanın karşısında zaman geçirir, sürekli makyaj yapma, saç şeklini, kıyafetlerini değiştirme gibi davranışlarda bulunup kusurlarını kapatma yoları ararlar. Bedenlerinden takıntılı düzeyde rahatsızlık duydukları için öz güvenleri düşük ve yalnızlaşmayı tercih ederler. Kişinin benlik saygısının olmaması, algılama problemi, yeme bozukluğu, depresyon, obezite, geçmiş yaşamda yaşanılan travmalar, genetik, psikolojik ve çevresel faktörler bedensel dismorfik bozukluğa neden olabilmektedir.

Aklıma sürekli kötü düşünceler geliyor

Resim
Kaygı dediğimiz yani bir diğer adı ile (anxiyete) huzursuzluk olarak tarif edilen duygudur. Ancak kaygı ile karıştırılan endişe ise içinde düşüncelerin de yer aldığı bir süreçtir. Kaygı bozukluğu olan kişiler belirsizlik hissi ile belirsizliği, ölmek hissi ile ölmeyi, çaresizlik hissi ile çaresizliği karıştırdığı görülmektedir. Bir bakıma fark edilemeyen şey kaygılanmanın sanki başıma gelebilecek felaketleri kendinden uzaklaştırabilirim algısı içindedir. Bilinen şu ki siz ne yaparsanız yapın kaygı içinizde yer alacaktır. Çünkü kaygı bir hastalık değil, bizi tehlikelere karşı koruyan zihnimizin başlattığı bir alarmdır. Bilmenizi isterim ki kaygıdan kurtulmak mümkün değildir ancak aşırı kaygılı olmaktan kurtulmak mümkündür. Bu da içinde bulunduğunuz kaygıya yer açmanızla yani şimdi, burada yapabileceklerinizi yapıp, yapamayacaklarınızı kabul etmenizle gerçekleşmektedir.  

Panik Atak Sırasında Ne yapmalı?

Resim
Panik atak, aniden ve belirgin bir neden olmaksızın ortaya çıkan endişe ve korku ataklarıyla kendisini gösterir. Bilinmesi gereken en önemli şeylerden biri panik atağın bir hastalık olmayıp bir belirti olduğudur. Hiçbir psikolojik rahatsızlığı ve sağlık sorunu olmayan kişiler de yaşamının bir döneminde panik atak geçirebilir. Bu durum tıpkı boğaz ağrısı ya da öksürüğe benzer. Boğaz ağrısı ya da öksürük bir hastalık değildir. Soğuk algınlığı olan bir kişinin de boğazı ağırıp öksürebilir. Boğazına su kaçan kişi de öksürebilir. Enfeksonu olan birinin de boğazı ağırabilir. Bu nedenle panik atak tıpkı boğaz ağrısı ve öksürük gibi bir belirti olup hastalık değildir. Fakat kişi panik atak geçireceği korkusu ile beklenti kaygısı yaşayarak her an ölebileceği, felç kalabileceği, bayılabileceği düşüncesi ile otobüse binmek istememe, dışarı çıkmak istememe, kendini izole etmek, evde yalnız kalamama gibi davranışlar sergiliyorsa hastalıktan bahsedilebilir. Yani bir bakıma artık panik ataktan de

Uyaran Eksikliği Nedir?

Resim
Uyaran eksikliği olan çocuklarda geç konuşma , yürüme, anlama, öğrenme ve sosyal etkileşim gibi alanlarda problemler yaşadıkları görülebilmektedir. Uyaran eksikliğinin fazla olması durumunda otizmde görülen sorunlara benzer durumlar görülmesi nedeniyle sıklıkla otizm ile karıştırılmaktadır. Özellikle konuşma geriliğinin sıklıkla görülmesi, anlama probleminin yaşanması, ifade edici dilin zayıf olması, verilen komutları takip etmede ve gerçekleştirmede zorluk yaşaması akla hemen acaba çocuğum otizm mi şüphesini getirmektedir. Uyaran eksikliği olan çocuklar; Yaşıtlarıyla iletişime geçmek, oyun oynamak yerine sürekli telefon, tablet ya da televizyon izlemekle   zaman geçirmeyi tercih edebilirler. Göz kontağı kurmada sınırlı ya da canı istediğinde göz kontağı kurma davranışı sergileyebilirler. Sosyal ilişkilerde problemler yaşarlar İfade edici dili kullanmada zorlanır Konuşma gecikmesi ve geriliği yaşayabilirler İsmi ile seslendiğinde tercihsel olarak tepki verebilirler. İ

Depresyonda Olan Eşime Nasıl Yardım Edebilirim

Resim
Eşiniz bu dönemde anlaşılmadığını hissedebilir. Bu nedenle kendisine vakit ayırıp, yargılamadan güven duygusu hissetmesine yardımcı olunabilir. Sorumluluklarını yerine getirmede zorlanan eşiniz için   tembellik yaptığını ya da   numara yaptığını düşünmeden olabildiğince kendisine yardım etmek ve destek olabilirsiniz. Eşiniz yaptığı yanlışları göremeyebilir. Kendisine tavsiyede bulunmak örneğin “her şeyi kafana takıyorsun”, “bu kadar kafana takma hiçbir şeyi”, “her şey kafanda bitiyor” gibi yorumlar onun kendisini daha fazla suçlu hissetmesine neden olacaktır. Depresyon üzgün ya da mutsuz hissetmenin ötesindedir. Bu nedenle eşinize bulunduğu ruh halinden uzaklaşması için baskı veya zorla sosyalleşmesini sağlamayın. Bunu reddetmesi onun iyileşmek istemediği anlamına gelmez. Eşiniz hiçbir şey yapmak istemiyorsa, bırakın yapmasın. Sessiz sakin, yalnız kalmak istiyorsa ona izin verin. Eşiniz sizin destek ve ilginizi reddedebilir. Yanında olmanızı istemeyebilir. Bu durumu kişiselleştirip t

Down Sendromu Nedir?

Resim
Down sendromu genetik bir farklılık. Bir diğer ifade ile sıradan bir insan vücudunda bulunan kromozom sayısı 46 iken Down sendromlu bireylerde bu sayı 47 olmasından dolayıdır.   Down sendromu tedavi edilmesi gereken bir hastalık olmayıp, genetik bir farklılıktır. Hücre bölünmesi sırasında yanlış bölünme sonucu 21. kromozom çiftinde fazladan bir kromozom yer alması ile meydana gelir. Bu bireylerin genel olarak fiziksel özellikleri, basık burun, çekik küçük gözler, kısa parmaklar, kalın ense, avuç içinde tek çizgi, yaşıtlarından daha kıssa boylu, metabolizma hızları yavaş ve kilo problemleri görülmektedir. Aynı zamanda her çocuk gibi Down sendromlu çocuklar da farklı zeka seviyesine, yetenek ve kişiliğe sahiptirler.   

Duygusal Manipülasyonun İşaretleri Nelerdir?

Resim
Bir başkası tarafından kişinin duygu, düşünce, davranış ve algısını istenilen yönde değiştirmeyi amaçlayan psikolojik ve duygusal olarak tahrip edici yaklaş şeklidir. Bu kişiler; Israrla kendi isteklerinden bahseder. Karşısındaki kişinin ihtiyaçlarını hesaba katmaz. Karşısındaki kişi isteklerini ifade etmeye çalıştığında bunu değiştirmek için alay etme ya da suçlama davranışlarında bulunabilir. Sıklıkla istediklerini elde etmek için gerçeği çarpıtıp, söylediklerini mantıksallaştırmaya veya gizlemeye çalışır   Bir sorun meydana geldiğinde sürekli kendi haklı göstermek, mağdur rolüne girmek, karşısındakine kendisini kötü hissettirmek gibi tutumlar sergiler Bazen da aşırı sempatik tavırlarla daha önce sergilemediği davranışlarda gösterebilir Karşısındakini haksız göstermek için yanında durabilecek kişiler bulmaya bir koalisyon oluşturmaya çalışır   Duygusal şantaj yaparak, hakaret ederek, bağırarak veya öfkelenerek isteklerinin yapılması çabasına girer Eğer kendinizi sür

Aşağılık Kompleksi - Aşağılık Duygusu

Resim
Aşağılık kompleksi kişiyi harekete geçiren bir güçtür. Ancak aşağılık duygusu kişinin kendisine biçtiği değerdir. Diyelim ki bir kişinin bir böbreğinde sorun var ve çalışmıyor. Diğer böbrek bu eksikliği kapatmak için daha fazla çalışır. Böylece diğer böbreğine eksikliğini kapatarak kendisini daha güçlü hale getirir. Bu bağlamda . Kişinin aşağılık kompleksine karşı üstünlük çabasını ortaya koyması ve daha da güçlenmeye çalışmasıdır. Kişi kendisini yetersiz hissettiği bölümlerin üzerine daha da giderek ödünlemeye, telafi etmeye çalışır. Bir diğer örnek ile aşağılık kompleksinde kişi çok gelir elde etmediği bir işte çalışıyorsa bunu daha fazla dikkat çeken işler yaparak tamamlamaya çalışır. Bu kompleksin temel sebepleri ailevi baskılar, özgüven eksikliği, takıntılar, kültürel yozlaşma, toplumsal başarı algısı gibi etmenlerdir. Aşağılık duygusunda ise kişinin kendisini çevresine göre daha alt seviyede görmesi, fikrini savunamaması, kendisini eksik görmesi, başarısız olurum korkusuyla ha

Değersizlik Duygusu

Resim
Kişinin kendisini herhangi bir amacı yokmuş gibi önemsiz hissetmesine neden olan duygusal sağlığını olumsuz etkileyen bir duygudur. Bu his kişinin kendini algılayışında ortaya çıkabildiği gibi aile ilişkilerinde, sosyal ilişkilerinde ve karşı cinsle ilişkilerinde de görülebilirler.   Bu duygu, bireyin belli ilişkilerinde söz konusu ise, sorun sadece o duruma özgüdür. Tüm ilişkilerde ortaya çıkan değersizlik duyguları ise kişilik yapısından kaynaklanır. Değersizlik duygusu yaşayan kişi kendisini değersiz hissetmesi için hep bir nedeni var. Genellikle ilişkilerinde doğal davranamaz, sürekli olumsuz düşünceler içinde, ilişkilerden uzak, hissettiklerini söylemekten çekinir, karşı tarafın beklenti ve eleştirilerini almayı tercih ederler. Değersizlik duygusuna neden olan etmenler çeşitlidir.   Yetiştirilme tarzı, sosyal deneyimler, stresli olaylar gibi sebeplerin yanında, çocukluk travmaları, yaşanan olumsuzlukların kendi hatası olarak görme, geçmişte sürekli eleştirilere maruz kalma, madd

Kendini Gerçekleştiren Kehanet

Resim
Kimi zaman ne düşünsem oluyor ya da söylediğim her şey çıkıyor dediğiniz olmuştur. Sınavı geçemeyeceğim, patronum beni işten kovacak, kesin bu akşam tartışacağız, beni aldatacak gibi ifadeler kullanıp sonunda dediğim çıktı şeklinde ifadeler kullandığınız olmuştur. Peki bu durum gerçekten geleceği bilmiş mi oluyorsunuz? Ya da söylediğiniz her şeyin oluyor olduğu anlamına mı geliyor?   Örneğin yeni tanıştığınız fakat, samimi bulamadığınız kişilere yönelik, içten pazarlıklı olduklarını, iyi anlaşamayacağınızı düşünerek beklentileriniz doğrultusunda mesafeli davranmanız. Sizin soğuk davranışlarınıza yönelik onların da aynı şekilde sizlere karşılık vermesi. onlara ilişkin beklentimiz, aslında temelde bizim kendi davranışımızla biçimlenmiş olsa da, kendini doğrulamış olur. Bir diğer örnek ise “o bence benim için böyle düşünüyor” diye düşünerek buna inanılıyor. Kişi inandığı bu düşünce ile o kişiye olan davranışına yansıyor. Son olarak o kişi hakkınızda sizin düşündüğünüz gibi düşünmesi

Duygu-Düşünce-Davranış

Resim
Düşünce, duygu ve davranışlarımız bir bütün halinde olup bir etkileşim içindedir. Kişinin oluşturduğu olumsuz duygu durumu onun olumsuz düşünceler oluşturmasını tetikleyip, en sonunda durumu daha da zorlaştıran olumsuz davranışlar içinde bulunmasına neden olmaktadır. Bu durumu şu şekilde anlatabiliriz. Örneğin; sınavdasınız. Aşırı bir heyecan için de umutsuz, sıkıntılı ve kaygılı bir duygu içindesiniz. O an aklınıza ise hata yapmamalıyım, sınavdan yüksek not almalıyım, eğer düşük not alırsam bu benim sonum olur gibi düşüncelerle geliyor.   Hemen ardından aşırı heyecan ve kaygının etkisiyle hata yapmamam gerekiyor düşüncesi ile birlikte soruları doğru okumadan cevaplamaya davranışı sergiliyorsunuz. İşte bu noktada oluşan duygu-düşünce ve davranışın doğrudan başarınızı etkilediğinden bahsedebiliriz. Oysa sınavdasınız ve şuan heyecanlı ve kaygılıyım, bu benim en doğal duygum çünkü sınavda başarılı olmak istiyorum. Bu yüzden bu şekilde düşünüyorum. Olabilecek en kötü şey sınavda başarısı

Zihinsel Geviş Getirme (Ruminasyon)

Resim
Kişinin geçmişte yaşadığı herhangi bir olayın üstünden çok geçmiş olmasına rağmen olayları zihninde sürekli canlı tutarak, tekrar tekrar o olayı yaşayıp “Şöyle söylemeliydim”, “Böyle davranmalıydım” gibi düşüncelerle boğuşmasıdır. Zihinsel geçiş getirmede kişi neredeyse hiçbir zaman sonuca varamaz çünkü yaşadığı olaya geri dönemediği için içinde yer alan duygusal acı nedeniyle sürekli o gün ile ilgili farklı neler söyleyebileceğini, neler yapabileceğini düşünüp, bu düşüncelere de cevaplar vererek yaşamaya başlar. O an fark edemediği şey o an hiçbir şey yapamadığıdır. Bir bakıma kişi sonucu olmayan, çözüme ulaşmayan, kendi kontrolü dışında olan konuları zihninde defalarca döndürerek düşünmeye başlar. Bu tür kişilerde sıklıkla depresyon, kaygı bozukluğu, gıda bağımlılığı, yemek yeme bozukluğu, obezite, alkolizim travma sonrası stres bozukluğu gibi problemler görülebilmektedir.

Imposter Sendromu Nedir?

Resim
K işilerin başarılarını kendilerinin hak etmediklerini düşünmeleri, başarılarından ve becerilerinden sürekli şüphe duymaları, bu nedenle de kendilerini “sahtekâr” olarak hissetmeleri şeklinde tanımlanmaktadır. Bu kişiler elde ettikleri başarıyı tesadüf ya da şans olarak yorumlayıp kendi başarıları olduğunu kabul etmezler. Aynı zamanda kendisini aslında olmadığı biri gibi görmekte ve buna inanmaktadır.

Öfkemi Kontrol Edemiyorum

Resim
Çabuk sinirleniyorum hem kendime hem de çevreme zarar veriyorum. Diyen bir kişi ya da çevrenizde bu ifadelere tanıklık etmiş biri kişi de olabilirsiniz. Öfke kontrol bozuluğu sıklıkla karşılaşılan bir problemdir. Bu kişilerde sinirlenmeye neden olabilecek bir neden olmasa da aniden sinirlenip, patlamalar hatta fiziksel şiddette başvurabilirler. Öfke kontrol bozukluğu olan kişiler genelde gerektiğinden fazla sorumluluk üstlenen, stres hormonları daha fazla salgılan, mükemmeliyetçi, titiz, rekabetçi, ayrıntılara takılan,   aşırı yük altında olan kişilerde sıklıkla görülmektedir. Bunun ile beraber duygu durum bozuklukları, kişilik bozuklukları gibi ruhsal problemlerde, alkol, madde bağımlılığı olan kişilerde öfke kontrol bozukluğu görülebilmektedir.

Psikoloğa Gitmemek için Üretilen Bahaneler

Resim
Sıklıkla psikoloğa gitmemek için birçok kişi tarafından bir takım bahanelerin öne sürüldüğünü görmekteyiz. Bunlar arasında genelde “psikoloğa ihtiyacım yok, ben gayet iyiyim” vaktim yok”, “bugün işim var”, “o kadar kötü hissetmiyorum”, “kendim atlatabilirim”, biraz zaman ihtiyacım var” “özel hayatımı bir yabancıya anlatamam”, “ben deli değilim”, konuşarak nasıl yardımcı olabilir ki”, “ilaç kullanmak istemiyorum”, “param yok”, “bugün yoğun çalışıyorum” gibi birçok ifade psikoloğa gitmemek için kullanılmaktadır. Ne var ki ihtiyaç duyulan bir doktora, avukat ya da bir terziye gibi psikologlarda kişinin ruh sağlığını tedavi edebilmede görevli oldukları unutulmamalıdır

Nozofobi Nedir?

Resim
Kişinin herhangi bir hastalığa yakalanmasına yönelik aşırı ve mantıksız korku yaşamasıdır. Bir diğer ifade ile hastalık fobisi olarakta ifade edilebilir. Hastalık hastalığı ile karıştırılabilir. Bu nedenle hastalık hastası olan kişiler, baş ağrısının bir beyin tümörü belirtisi olduğundan endişelenebilir. Nozofobisi olan biri, herhangi bir semptomu olmasa bile, sürekli olarak bir beyin tümörü geliştirme konusunda endişelenebilir. Aynı zamanda bu kişiler hastalık hakkında hiçbir şey bilmek istemeyebilirsiniz. bunu haberlerden veya başkalarından duymak endişeyi tetikleyebilir.

Kompalsif Biriktirme Hastalığı Nedir?

Resim
Halk arasında biriktirme, istifçilik olarakta ifade edilen bu hastalık, kişinin değersiz, kullanılmayan ve sağlıksız bir ortam yaratmaya neden olan eşyaları saklama ya da atmamasıdır. Saklanan eşyalar kişinin hayatında lazım olur diye saklamakla ile aynı şey değildir. Kompulsif biriktirme hastalığında saklanan eşyalar düzensiz, birbirinden bağımsız ve genellikle anlamsız şekilde toplanır. Aynı zamanda saklanan eşyalar neredeyse hiçbir zaman herhangi bir işe yaramayan eski gazete, tarihi geçmiş ürün, mektup, poşet, kıyafet gibi şeylerdir.

Dağınık Beyin Sendromu Nedir?

Resim
  Genelde eş zamanlı olarak birden fazla işle meşgul olan kişilerde görülen bir problemdir. Bu kişilerde genelde sürekli kendini yorgun hissetme, nedensiz baş ağrıları, tükenmişlik hissi, konsantrasyon problemler, uyku problemleri, diş sıkma gibi problemler yaşadığı görülmektedir. aynı zamanda sıklıkla unutkanlıklar, iş performansının azalması ve yapılan işte sıklıkla hatalar yapma kişide görülen belirtiler arasındadır.

Anksiyete ve Panik Atak Nedir? Farkı Nelerdir?

Resim
Anksiyete, bir diğer adı ile kaygı, huzursuzluk olarak tarif edilen bir duygudur. Günlük hayatta ara sıra kaygı yaşamak doğaldır. Çünkü kaygı bizleri başarıya taşıyan, tehlikelerden koruyan bir duygudur. Ancak Anksiyete bozukluğu olan kişiler ise aşırı endişe hali içinde, kişinin günlük yaşamını olumsuz yönde etkileyecek düzeyde sürekli kötü düşünceler içinde yaşamasıdır. Bu kişiler kendini sürekli gergin, huzursuz ve panik halinde hisseder. Kötü bir şey olacakmış gibi gelecek ile ilgili sürekli düşünceler içindedir. Kalp atışları hızlanır, nefes darlığı, terleme, ağız kuruluğu, Odaklanma, konsantrasyon problemleri, uyku problemleri ve kaygı duymayı tetikleyecek etkilerden kaçınma hali içindedir. Panik atak ise temelinde kaygı bozukluğu vardır. aniden meydana gelirken, çoğu zaman 10 dakika içerisinde en üst seviyeye ulaşmakta ve maksimum 20 ya da 30 dakika içerisinde son bulmaktadır. Kişinin yaşadığı bu olumsuz deneyimin ardından sürekli panik atak geçirebileceği düşüncesine kapı

Erteleme Hastalığı Nedir?

Resim
Kişinin yapması gereken işi, zamanı, enerjisi ve imkanı olmasına rağmen, bir ya da birkaç kez ertelemesi, işi yapmaktan kaçınma durumudur. Örneğin kişinin gün boyunca zamanı olmasına rağmen bitirmesi gereken işini ya da bir projeyi yapacağı saati belirledikten sonra ilgili saat geldiğinde araya başka bir iş sıkıştırabilir. Kişi önceden planladığı saatte işi tamamlayamadığında tekrar planlayıp ileri bir saat belirler ve belirlediği saat geldiğinde işi tekrar erteler. Günün sonunda çok daha kısa sürede planladığı işi ya da projeyi üstünkörü ya da detaylarına inmeden yaparak tamamlar. Bu kişiler; Yetiştirmesi gereken işleri sürekli erteleme Planlanan işi yapmaktan kaçınma ya da o an farklı işler bularak asıl işi yapmaktan kaçınma Yapması gereke işin başına oturduğunda son bir defa başka işi yapma davranışı sergileyip asıl işten yine kaçınırlar. Eyleme geçmek yerine sürekli bahaneler bulup, kaçış yolları ararlar. Bunun sonucunda iş, eğitim ve sosyal ilişkilerde sürekli probleml

İlişkilere Dair Mitler

Resim
1. Mutlu evliliği olan çiftler tartışmaz; Mutlu giden evliliklerde de tartışmalar yaşanabilir. Bu durum mutlu çiftlerin tartışmayacağı anlamına gelmez. Kimi zaman çiftler arasında duygu, düşünce ve davranışlarda farklılık olabilir. Önemli olan yaşanan tartışmanın mutluğun önüne geçmesine izin vermemektir. 2. Boşanmaların nedeni erkekler ve kadınlar farklı yaratılışta olmalarıdır. Kadın ve erkekler fizyolojik ve biyolojik farklılık göstermiş olsalar da bu durum onların benzer düşüncelere sahip olmamalarına ve anlaşamamalarına neden değildir. Ayrılıklar sadece erkek ve kadının faklı yaratışlara sahip olmaları ile ilgili değildir. 3. İlişkinin kalıcı olabilmesi için karşılıkların olması gerekir. Bilinenin aksine ilişkide karşılıkların olması ilişkide çatlakların yaşanmasına, sürekli şüphe, kuşku ve güvensizliklerin olmasına neden olacaktır. Karşılık beklentisi ile ilişkiyi başlatmak ve sürdürmek her iki taraf için mutsuz bir yaşantının kendilerine beklemesine neden olacaktır.